Poulantzas – Miliband Tartışması: Kapitalist Devletin Göreceli Özerkliği | Sümeyye Demir

Kapitalist toplumlarda devletin doğasına ilişkin tartışmalar, Marksist düşünce içinde hala güncelliğini koruyan bir meseledir. 1960’ların sonu ve 1970’lerin başında ortaya çıkan “Devlet Özerkliği” tartışması, Ralph Miliband ve Nicos Poulantzas’ı karşı karşıya getirmiştir. Bu makalede bu iki teorisyenin temel argümanları derinlemesine incelenmekte, anlaşmazlıklarının nüansları ve kapitalist yapılar içindeki güç dinamiklerini anlamak için çıkarımlarda bulunulmaktadır. Günümüzde içinden geçtiğimiz neo-liberal süreçte sermayenin artan emperyalist yapısını anlamak, bu süreçte makalede sözü edileceği gibi devletin işçi/ezilen sınıfların baskılanması ve egemen sınıfın bir enstrümanı olarak işlev gördüğü fakat bu işlevi yerine getirirken karar alma süreçlerinde göreceli özerkliklere sahip olup olamayacağı üzerine iki farklı düşünürün  açtığı yoldan bir tartışma üzerinden kapitalist devletin doğası konusunda çıkarımlarda bulunmaya çalışacağım.

Enstrümantalist Miliband

Miliband, devletin egemen sınıfın elindeki bir araç-instrument- olduğu görüşünü sunar. Devlet personelinin toplumsal kökenlerinin ve kişisel bağlantılarının onları doğrudan sermayenin çıkarlarına bağladığını savunur. Bu “araçsallaştırma”, kapitalist birikimi ve işçi sınıfı muhalefetinin bastırılmasını destekleyen politikalar aracılığıyla kendini gösterir. Miliband, şirketlere vergi indirimleri ve grevlere yönelik devlet baskısı gibi örneklere dikkat çeker. Onun analizi, kapitalist sınıf tarafından uygulanan doğrudan kontrolü vurgular ve devletin bağımsız hareket etmesi için çok az alan bırakır. Miliband’a göre devletin özerkliği  egemen sınıfın çıkarlarının korunması yönündedir, devlet sermayenin kar arayışında bir yol arkadaşıdır.

Yapısalcı Poulantzas

Yunan-Fransız Marksist kuramcı Nicos Poulantzas, Marksist kuramın yapısalcı okuluyla ilişkilendirilir. Poulantzas, devletin kapitalist çıkarlara hizmet ederken bir dereceye kadar özerkliğe sahip olduğunu ileri sürer. Devleti, kapitalist üretim biçiminin içine yerleştirilmiş “yapısal olarak belirlenmiş” bir varlık olarak görür. Devletin rolü, kapitalistlerin anlık kaprislerini zorlamanın ötesine geçer; sistemin uzun vadeli istikrarını ve yeniden üretimini sağlama işlevi görür. Bu, altyapı gibi temel hizmetleri sağlamayı ve sınıf çatışmasını yönetmeyi içerir, bu işlevler bazen kısa vadeli kapitalist çıkarlarla çatışsa bile. Poulantzas, devletin kısa vadede diğer sınıflara fayda sağlayabilecek ekonomik ve sosyal istikrar politikaları izleme konusundaki göreceli özgürlüğünü vurgular.

Tartışmanın Özü

Miliband – Poulantzas tartışmasının merkezindeki anlaşmazlık devletin özerkliğinin kapsamına dayanmaktadır. Miliband’ın araçsalcı görüşü devleti doğrudan egemen sınıf tarafından kontrol edilen bir kukla olarak görür ve bağımsız eylem için alan bırakmaz. Ancak Poulantzas, devletin kapitalizme bağımlılığını kabul ederken, onun göreceli özerkliğini, egemen sınıfın acil taleplerinin ötesinde daha geniş sistemsel ihtiyaçlara dayalı hareket etme yeteneğini savunur.

Miliband’ın bakış açısı, devlet-kapitalist ilişkileri açısından açık ve sürekli bir anlayış sunarak elitlerin politika üzerindeki doğrudan etkisini vurgular. Ancak Miliband, devletin gücünün karmaşıklıklarını göz ardı edebilir ve devletin egemen sınıfa doğrudan fayda sağlamayan şekillerde hareket etme potansiyelini hafife alabilir, kapitalizmin içsel çelişkileriyle başa çıkmak için başvurduğu yolları devre dışı bırakmış olabilir. Diğer taraftan Poulantzas’ın yapısal belirlemeye vurgu yapması daha ayrıntılı bir resim çizer, ancak devlet eylemlerini şekillendirmede bireylerin ve toplumsal hareketlerin etkisini küçümsediği için eleştirilebilir. Fakat bu noktada durup düşünme gereği duyuyorum, Poulantzas’ın bahsettiği devletin özerkliği sistemin kendini sürekli yeniden restore etme ve devam etmek için yeni yollar üretme biçimi değil midir? Bu yollar, refah devleti aracılığıyla toplumu kısa süreler için memnun etme, işçi sınıfının üzerindeki baskının dönemsel olarak azaltılması, daha fazla sendikal faaliyet üzerindeki doğrudan baskının dönemsel olarak hafifletilmesi olsa bile günün sonunda sistem restore edildikten sonra yeniden daha güçlü bir şekilde kapitalizmin yapılandırılması olgusuyla karşı karşı kalıyorsak sermaye sınıfları kapitalizmin dönemsel krizlerini atfedilen özerklikle atlatıyor ise devletin kısmi özerkliği hala bir özerklik biçimi midir? Buna karşın işçi sınıfının/ezilenlerin kriz dönemlerinde sermaye sınıfları ve devlet arasında çıkan düşük çaplı çatışmalardan kazandığı mevziler, azalan baskı sonucu mücadelenin konsolide olması ve daha organize bir form alması büsbütün bir kazanım değil midir? 

Enstrümentalizm ile yapısalcılık arasındaki keskin ayrımın ötesinde, çağdaş akademisyenler devlet özerkliği hakkında daha ayrıntılı yorumlar sunmaktadır. Örneğin Bob Jessop, devletin göreceli özerkliğinin bir toplumdaki belirli tarihsel bağlama ve sınıf mücadelelerine bağlı olarak değiştiğini savunmaktadır. Ernesto Laclau ve Chantal Mouffe gibi diğer teorisyenler, devlet eylemlerini şekillendirmede söylemin ve hegemonyanın rolünü vurgulamaktadır.

Sonuç

Poulantzas-Miliband tartışması, kapitalist devletin göreceli özerkliği hakkında Marksist düşüncede bir dönüm noktası olmaya devam etmektedir. Karşıt görüşleri uzlaşmaz görünse de devlet ile kapitalist güç arasındaki karmaşık ilişkiye dair değerli içgörüler sunmaktadırlar. Onların argümanlarını ve daha yakın tarihli teorik gelişmeleri incelemek, kapitalist toplumlardaki güç ve eşitsizlik dinamiklerini anlamak için önemli olmaya devam etmektedir. Sistem ve bekçileri her geçen işçi sınıfı/ezilenler için alanı daraltmaya devam ediyor iken, mücadeleyi güçlendirmek adına devlet-sermaye işbirliğine karşı yeni mevziler elde etmek için yeni sınıf savaşları verilmeli, unutulmamalı ki devlet kapitalizmin bir aracı olsa bile sınıf mücadelesinin örgütlülüğü sistemin bekasına tehdit oluşturduğu müddetçe sermaye ve sistemin kendi içindeki çelişkiler artacak, devlet sistem yanlısı bir örgüt olarak yapısal ve araçsal olarak sorgulanır hale gelecektir.

Kaynaklar

Miliband, R. (1969). The  State Power and Class Interests . New Left Review, 12-30. (https://newleftreview.org/issues/i138/articles/ralph-miliband-state-power-and-class-interests) (Erişim: 02.05.2023)

Miliband, R. (1972). The state and capitalism: An introduction. New Left Review, 74, 13-30. (https://newleftreview.org/issues/i59/articles/ralph-miliband-the-capitalist-state-reply-to-n-poulantzas ) (Erişim: 02.05.2023)

Poulantzas, N. (1973). The problem of the capitalist state. New Left Review, 85, 67-80.( https://newleftreview.org/issues/i58/articles/nicos-poulantzas-the-problem-of-the-capitalist-state) (Erişim: 02.05.23)

Miliband, R. (1975). The state and the political process: A critical review. In Class, state, and democracy (pp. 97-115). Oxford University Press.