“Muhtemelen dünyanın en çirkin adamı…”
Bu tuhaf ifade, Oxford Üniversitesi Queens College’ın dekanı Edward Armstrong’un İngiliz askeri istihbaratına (MI5) gönderdiği 17 Haziran 1917 tarihli cevabi yazıda geçmektedir. MI5, Komünist olarak fişlediği bir öğrenci hakkında kendisinden “bilgi” istemişti (Lever, 2015: 24).
Fişlenen öğrenci, bugün arkeoloji ve uygarlık tarihiyle ilgilenenlerin yakından tanıdığı biriydi: V. Gordon Childe.
Avustralya’da üst düzey bir Anglikan rahibinin oğlu olarak dünyaya gelen Childe (1892-1957), Sydney Üniversitesinde (1911-1914) Klasikler (antik Latin ve Yunan edebiyatı/felsefesi) alanında eğitim görmüştü. Fişlendiği sırada, burslu (Cooper Scholarship for Proficiency in Classics) olarak geldiği Queens College’da klasik arkeoloji çalışmaktaydı (Derricourt, 2014a: 56). Burada sosyalist hareketlere katılan Childe’ın siyasi kaygıları, onu Marx ve Engels’in teorilerini incelemeye yöneltti.
Türkçeye de çevrilen “Kendini Yaratan İnsan” (1936) ve “Tarihte Neler Oldu” (1942) adlı kitapları, Childe’ın otuz yıllık akademik kariyerine sığdırdığı 517 makale ve 28 kitap arasında en popüler olanlarıdır. Childe, bu kitaplarında insanlık tarihini -tarih öncesi ve yazılı tarih ayrımı yapmaksızın- bir bütün olarak ele aldı. Avcı-toplayıcılıktan tarımın doğuşuna ve devletlerin oluşumuna, kent devrimine ve insanın idrak kapasitesinin evrimine dair süreci, çağdaşlarının aksine “Avrupa merkezli” değil kıtalar arası bir bağlamda inceledi. İnsanlığın tarih öncesini ve uygarlık sürecini tarihsel-materyalist bir anlayışla yeniden inşa etti.
Kuşkusuz Childe’ın bağımsız özgün düşüncesi ve karakterinin ödenmesi gereken bir bedeli vardı: Fişlenmek.
Dekan Armstrong’a göre, Childe ilk başlarda “normal görüşlere sahip” bir öğrenciyken “P.T. Davies’e olan romantik sevgisi nedeniyle” sonradan görüşlerinde sapma meydana gelmişti: “Childe iğrenç derecede çirkin, muhtemelen dünyanın en çirkin adamı ve Davies’in, huysuzluğuna ve inatçılığına rağmen belli bir kişisel çekiciliği var. Davies’in talihsizliği, Childe’ın tüm işlerine nüfuz edip onu bozan, moral ve mental tutumunu saptıran bir iptila haline gelmesiydi” (Irving, 2020: 69).
Mektupta adı geçen Philip Taliesin Davies (1895-1937), Oxford Üniversitesinde “vicdani retçi” olarak tanınmakta olup, askerlik yapmayı reddettiği için 1916 yılı başında askeri mahkemede yargılanmış ve üç yıl hapis cezasına çarptırılmıştı. Buna karşılık, orduya katılmak için başvuran, ancak sağlam olmayan fiziği[1] nedeniyle uygun bulunmayan Childe’ın, Davies’i Dorchester cezaevinde birkaç kez ziyaret etmiş olması, dekanın mektubundaki bilgilerle birlikte değerlendirildiğinde anlamlı görünüyordu. Childe’ın Davies’e söylediklerini gizlice dinleyen gardiyanın bildirdiğine göre, Alman denizaltı saldırılarının başarısız olması, İngiltere’de Rusya’daki gibi bir devrim bekleyen Childe’ı hayal kırıklığına uğratmıştı (Irving, 2020: 68). Davies ve Childe’ın, sırayla Oxford Sosyalist Topluluğu’nun sekreterliğini yapmış olmaları da (Meheux, 2017: 174) tesadüf sayılamayacağına göre, bu ikili MI5 için cazip bir istihbarat hedefi olabilirdi.
Armstrong’un mektubu, Childe ve Davies’in arkadaşlığını açıkça -o tarihte İngiltere’de suç sayılan- eşcinsel bir ilişki imasıyla tasvir etmişti. Bu abartılı ifade, Childe’ın diğerleriyle, örneğin Oxford’daki komünist önderlerden (daha sonra Büyük Britanya Komünist Partisi Genel Sekreteri) Rajani Palme Dutt (1896-1974) ile olan dostluğunu bile gölgede bırakıyordu. Childe – Dutt yakınlığı, ilginç biçimde MI5 için aynı ölçüde tehlike arz etmiyordu. Dahası, MI5 Childe’ın sözde çirkinliği ve sapkınlığına ilişkin bu tasviri çabucak benimsemiş ve onu “tamamen sapkın ve muhtemelen çok tehlikeli bir kişi” olarak fişlemişti.
İçişleri Bakanlığının (Home Office) 19 Haziran 1917 tarihli yazısında, Armstrong’un Childe hakkındaki görüşü “zararsız ama yanlış yönlendirici” olarak değerlendirilse de 25 Haziran tarihli bakanlık emriyle (Home Office Warrant- HOW) Childe izlemeye alındı: Ona gönderilen tüm posta ve telgraflar kontrol edilecek; onunla ilgili olabilecek herhangi bir mektup açılacak ve içeriğine bakılacaktı. HOW’un gerekçesi, Childe’ın “bu ülke için bir tehlike” olmasıydı. HOW, Childe’ın Avustralya’ya geri döndüğü 25 Ekim 1917 gününe kadar açık kaldı (Lever, 2015: 25).
Kuşkusuz böyle bir HOW ilk kez Childe için çıkarılmış değildi. I. Dünya Savaşı koşullarında, savaşa ve askerliğe karşı olan hemen herkes ya Alman yanlısı ya da Komünist olarak damgalanma riski taşıyordu. 1916’ya gelindiğinde, MI5 şüpheli gördüğü 38.000’i aşkın kişi için dosya tutmuş; şüphe üzerine açtığı 356.000 mektuba el koymuştu. MI5, polis, içişleri bakanlığı, çalışma bakanlığı, posta idaresi ve diğer kurumlarla yakın temas halindeydi. 1915’te kurulan ve daha sonra PMS2 olarak adlandırılan gizli “Mühimmat Bakanlığı İşçi İstihbarat Bölümü”, mühimmat üretimini sabote eden ya da endüstriyel huzursuzluk yaratanların ve grevlerin izlenmesini amaçlıyordu (Meheux, 2017: 179).
Bu arada Queens’deki eğitimini tamamlayan Childe, HOW’dan kısa süre sonra Avustralya’ya dönmek için MI5’e pasaport başvurusu yaptı. Başvurusunda, bazı arkeolojik koleksiyonları incelemek için ABD üzerinden Avustralya’ya gitmek istediğini belirtmişti. MI5, Childe’ın İngiltere’den ayrılma talebini onaylasa da ABD’de mola vermesine ya da Panama Kanalı yoluyla ülkesine dönmesine izin vermedi. Daha uzun bir rotadan, Güney Amerika’nın güney ucundaki Horn Burnu’nu dolaşarak ülkesine dönmeliydi. I. Dünya Savaşının bu hassas döneminde, Childe gibi bir Komünistin -savaşa yeni katılan- ABD’ye uğraması tehlikeli olurdu. Lever’in (2015: 27) aktardığı hikâye, Childe’ın ülke için arz ettiği tehlikeden ziyade MI5’in personel kalitesini göstermesi açısından ilginçtir:
Childe, MI5’in talebine uyarak Horn Burnu üzerinden Yeni Zelanda’ya giden Rimutaka adlı bir Yeni Zelanda gemisine bilet alır. Durumu öğrenen MI5, 3 Temmuz 1917’de geminin kaptanı F.A. Hemming’e acil kodlu bir yazı gönderir:
“Oxford’dan yeni mezun olan ve ‘muhtemelen dünyanın en çirkin adamı’ olarak tanımlanan 25 yaşındaki Bay Vere Gordon Childe’ın pasaportu, yalnızca ‘Rimutaka’ ile seyahat etmek için geçerli olmak üzere Avustralya’ya doğrudan bir yolculuk için onaylandı. Bilginiz olsun ki bu beyefendi, arkeoloji ve diğer bilimsel konulardaki görüşleri arzu edilebilir bir şey gibi görünse de bizim bakış açımızdan savaş hakkında kesinlikle sapkın görüşlere sahiptir ve diğer şeylerin yanı sıra Alman denizaltı savaşının haklılığına inanmaktadır. Avustralya’ya dönmeden önce Amerika’ya uğramak istedi ve Panama’da karaya çıkmaya çalışabileceği düşünülüyor. Bunu şüphesiz zorluk çekmeden önleyebilirsiniz. Gemide olduğu konusunda bilgilendirilmekten memnun olurum.”
Kaptan Hemming, bu yazıya 13 Ağustos 1917 günü Plymouth limanından gönderdiği bir mektupla -MI5 ajanlarının coğrafya cehaletiyle alay edercesine- yanıt verir:
“Yolcu Bay Vere Gordon Childe’ın şu anda gemimde olduğunu belirtmek isterim. İsteklerinizi not ettim, ancak bu gemi Panama üzerinden Yeni Zelanda’ya gitmediği için onun Amerika’ya ayak basma tehlikesi çok az olacaktır.”
Coğrafya bilgisinden emin görünen MI5, Avustralya Güvenlik İstihbarat Teşkilatı’na (ASIO) gönderdiği 22 Ekim 1917 tarihli yazıda, Childe’ın Avustralya’ya doğru yola çıktığını bildirirken onu, yine “muhtemelen dünyanın en çirkin adamı” nitelemesiyle tanıtmakta ve yolculuğu sırasında ABD’de karaya çıkmamasını sağlamak için “adımlar attığını” bildirmektedir. Yazıda ayrıca, ASIO’nun Childe’ı izlemesi gerektiği de vurgulanıyordu.
ASIO, 22 Ocak 1918 tarihli cevabi yazısında, Childe’ın izlendiğini ve izlenmeye devam edileceğini belirtse de MI5 tarafından algılanan tehdidin ciddi bir şekilde azaltılmasının gerekli olduğunu ima etmekten de geri durmadı:
“22 Ekim 1917 tarihli ve 224788/D sayılı mektubunuza istinaden, Childe’ın yazışmalarının daha önce incelenmekte olduğunu size bildirmek zorundayım. Kendisi Sydney halkı tarafından iyi tanınıyor. Sanırım İngiltere’deyken aktif hizmet [askerlik] için iki kez gönüllü oldu, ancak reddedildi. Dürüst olmayan veya haince bir şey yapması muhtemel görülmez, ancak zararlı pasifist makaleler yazma konusunda oldukça yeteneklidir. Belki de birlikte yaşadığı söylenen Anglikan kilisesinden emekli bir din adamı olan sadık babasının etkisi faydalı olabilir. Yine de kendisi yakından izlenecektir” (Lever, 2015: 28).
İngiltere’de kalmaya devam ederse silah altına alınma ihtimali, Childe’ın ülkesine dönme kararında etkili olmuştu. Nitekim Sydney Üniversitesinden hocası Gilbert Murray’a, Avustralya’ya geçici olarak döndüğünü ve “arkeolojiyi kalıcı olarak bırakmayı gerektireceğini düşünseydim kesinlikle bunu yapmazdım” diye yazmıştı. 3 Mart 1917’de, geri döndüğü takdirde askere alınıp alınmayacağını öğrenmek üzere Londra’daki Avustralya yüksek komiserliğine bir dilekçe veren Childe, böyle bir zorunluluk bulunmadığından emin olduktan sonra kararını verdi. Dilekçesinde, -biraz da tedbirsizce- “acil bir barış için çalışmak yerine uygarlık ve gerçek özgürlük için yıkıcı olduğuna inandığım bir savaşta yardım etmemi gerektirebilecek herhangi bir taahhütte bulunamam” diye yazmış olması (Irving 1995: 28, 33), Childe’ın, önceki askerlik başvurusunun aksine zamanla vicdani retçi eğilimler geliştirdiğini gösteriyordu.
25 Ekim 1917 günü Avustralya’ya ulaşan Childe, o sırada Avustralya İşçi Partisi lideri (daha sonra dışişleri bakanı) olan Herbert V. Evatt’ın yardımıyla St. Andrew’s College’da (Sydney Üniversitesi) kıdemli asistan pozisyonuna atandı. Ancak halka açık pasifist ve sosyalist faaliyetleri, bir süre sonra kolej yetkilileri için bir utanç kaynağı haline geldi ve Childe Haziran 1918’de istifa etmek zorunda kaldı. Yetkililerin ona karşı giriştikleri yıldırma kampanyasında kullandıkları başlıca kanıt, askerlik durumunu öğrenmek için Avustralya yüksek komiserliğine yazdığı dilekçeydi. Childe’ın dilekçesinin -muhtemelen MI5 tarafından iletilen- bir kopyasının Sydney Üniversitesi arşivinde bulunması da (Irving, 1995: 27) bunu doğrulamaktadır.
Eylül 1918’de, İşçi Partisinin iktidarda olduğu Queensland eyaletindeki Brisbane kentine geçen Childe, Maryborough Gramer Okulu’nda Klasikler hocası olarak işe başlar. Ancak burada da bir nefret ve önyargı girdabına sürüklenen Childe, öğrenciler, okul müdürü ve yerel basın tarafından aşağılanmaya maruz kalacaktı. Hatta bir gün bezelye fırlatıcılarıyla donanmış bir grup öğrencinin saldırısına uğradı (Green, 1981: 27). Kentteki bir gösteri yürüyüşü sırasında kendisine karşı yerel kamuoyunu kışkırtmaya çalışan bir istihbarat görevlisi tarafından açıkça tehdit edildi. Bir kez daha istifa etmek zorunda kalan Childe, bu defa eyalet kamu hizmetlerinde memur olarak işe girdi. Bir taraftan da İşçiler Eğitim Birliği’nde (Workers Education Association- WEA) geçici statüde asistan olarak çalışıyor, Marx’ın kuramı dâhil olmak üzere ekonomik düşünceler dersi veriyordu (Meheux, 2017: 198). Bu arada, Avustralya işçi hareketi üzerine tarihsel ve siyasal araştırmayı içeren ve 1923 yılında Londra’da yayınlanacak olan “İşçi Partisi Nasıl Yönetir?” (How Labour Governs) adlı kitabını hazırladı (Derricourt, 2014b: 634). İki cilt olarak planladığı kitabın sadece ilk cildini tamamlayabilecekti.
Childe’ın Avustralya’da gördüğü muamele, ülkenin sosyo-politik koşullarından bağımsız değildi. Avustralya, özellikle I. Dünya Savaşı koşullarında savaş ve zorunlu askerlik konuları üzerinden kutuplaşmış; grevler ve toplumsal huzursuzluklarla parçalanmış durumdaydı. Bu durum, büyük miktarda mektubu inceleyen (1917’de haftada 10.000 mektup; tüm mektupların %5’i) Avustralya sansür kurumunun, Childe’ın da dâhil olduğu potansiyel olarak etkili entelektüellerden oluşan küçük bir gruba özel ilgi göstermesine yol açmıştı. Childe bu defa “yanlış giden bir başka üniversiteli” olarak fişlenmişti (Derricourt, 2014a: 58).
Bu koşullarda, Childe daha fazla uzatmadı ve Ekim 1921’de Avustralya’dan ayrıldı. Yirminci yüzyılın en etkili arkeologlarından biri olarak tamamlayacağı akademik kariyerine başlamak üzere İngiltere’ye döndü (Meheux, 2017: 198).
Bir süre yayıncılar için Fransızca ve Almanca arkeoloji kitapları çevirerek geçimini sağlayan Childe, arkeoloji kariyerini yeniden inşa etmeye girişti. 1925’te Kraliyet Antropoloji Enstitüsü’nde “kütüphaneci” pozisyonuna atandı (Green, 1981: 49). Aynı yıl yayınlanan “Aryanlar: Hint – Avrupa Kökenlerine Dair Bir İnceleme” (The Aryans: A Study of Indo-European Origins) ve 1926’da yayınlanan “Avrupa Medeniyetinin Doğuşu” (The Dawn of European Civilization) adlı kitaplarının gördüğü ilginin ardından 1927’de Edinburgh Üniversitesine arkeoloji profesörü olarak atandı (Derricourt, 2014b: 637). Kısa sürede İskoçya’daki ilerici sol kültürün önderlerinden biri haline gelen Childe, özellikle Faşizme Karşı Halk Cephesi’ne önemli entelektüel katkılarda bulunacaktı.
Childe’ın İskoçya’daki faaliyetlerini öğrenen içişleri bakanlığı, 28 Eylül 1922’de ikinci bir HOW çıkardı. Bu defa “komünistlerle yakından bağlantılı bir aşırı sosyalist” (KV2/2148: 224788) olarak fişlenen Childe’ın “devrimci hareket içinde aktif bir rol alıp almadığını araştırmak için” HOW’a ihtiyaç duyulmuştu. HOW’un, Childe’ın radikal komünistler tarafından finanse edilen Labour Monthly dergisinde makalesinin yayınlandığı Eylül ayı sonunda çıkarılmış olması anlamlıdır. Asla kapanmayan bu HOW kapsamında el konulup açılan mektupların içeriği her zaman açık değilse de Childe’ın siyasi görüşlerine ilişkin bazı ipuçları vermektedir. Örneğin 1 Mayıs 1950’de, Prag’da komünistlerin egemen olduğu II. Dünya Öğrenci Kongresi’ne gönderdiği bir mektup, enternasyonalist bir perspektife işaret etmesi açısından önemlidir:
“Öğrenciler, bilginin ilerlemesi, insan deneyiminin bir araya getirilmesi ve politikacılar tarafından dikilen yapay sınırlar ve perdeler boyunca insanlığın yararı için her yerde bir araya gelmelidir. Prag’daki kongrenizin böyle bir işbirliğini gerçekten uluslararası ölçekte teşvik edeceğine inanıyorum ve görüşmelerinizde başarılar diliyorum” (Meheux, 2023: 305).
Childe hakkında tutulan MI5 dosyaları (KV2), onun 1930’lardaki faaliyetleri bakımından oldukça zengindir ve radikal örgütlerle olan ilişkisinin ayrıntılı bir görünümünü sunar. Anti-emperyalist, anti-faşist ve komünist örgütlerin çeşitliliği ve Childe’ın kendi yazıları ve açıklamaları, onun Faşizme Karşı Halk Cephesi’nin aktif bir üyesi olduğunu göstermektedir. Childe’ın bu dönemdeki siyasi faaliyetleri meslektaşlarının dikkatinden kaçsa da öğrencilerinden birinin ihbar mektubunda, “bir Marksist, Anglo-Sovyet Topluluğu başkanı ve militan bir ateist” olarak tanımlanmakta ve bu görüşlerini derslerine yansıttığı iddia edilmektedir (Meheux, 2023: 311).
Childe’ın dosyalarındaki 1930’lu yıllara ait raporların çoğu, Edinburgh ve Glasgow polisinin gözlemlerine dayanır. Glasgow o dönemde İspanya iç savaşında (1936-1939) Cumhuriyetçileri destekleyen İskoçların faaliyet merkeziydi. Childe, İspanyol Yardım Komitesi’nin hamisi olarak, gönüllülerin savaşmak için İspanya’ya gitmesini önleyen Yabancı Askere Alma Yasası’nı (Foreign Enlistment Act) eleştirmekteydi. Dahası, Glasgow emniyet müdürü, komünist David Mackenzie’nin “Profesör” olarak kodladığı kişinin büyük olasılıkla Childe olduğuna dair bir raporla MI5’i uyarmıştı (KV2/2148: 29A, 52A).
Childe aynı zamanda 1932’de kurulan “İngiliz Milletler Topluluğu ve Sovyet Sosyalist Cumhuriyetleri Birliği Halkları Arasında Kültürel İlişkiler Derneği”nin (Society for Cultural Relations Between the Peoples of the British Commonwealth and the Union of Socialist Soviet Republics- SCR) Edinburgh şubesinin kurucu başkanıydı. 1924 yılında bir grup İngiliz ve Rus entelektüel tarafından kurulan Londra merkezli SCR’nin bazı üyeleri Sovyet siyasetiyle yakından ilişkiliyken diğerlerinin SSCB ile herhangi bir bağlantısı yoktu. İngiltere’de doğan ancak Bolşevik seçkinlere mensup bir Rus aileden gelen Andrew Rothstein, Büyük Britanya Komünist Partisi’nin (Communist Party of Great Britain- CPGB) kurucu üyesiydi ve Moskova ile yakından ilgiliydi (Lygo, 2013: 574).[2]
Kendisini yeni Sovyet devletinin gerçeklerinin coşkulu bir yorumcusu olarak sunan SCR, özellikle Bolşevizmin sanat, edebiyat ve bilimdeki başarılarını tanıtmaya ve ondan korkmak için bir neden bulunmadığını kanıtlamaya odaklanmıştı (Phillips, 2017: 164). Aynı görüşte olmayan İskoçya polisi ise uluslararası bir komünist “cephe” örgütü görünümündeki SCR’ye şüpheyle bakıyordu. Buna karşılık, SCR’nin Glasgow ve Edinburgh şubelerinin toplantılarına katılan sivil giyimli dedektifler, 11 Şubat 1932’de Glasgow’daki Calders Restaurant’ta yapılan toplantıda, bir yaylı çalgılar grubunun sahne aldığı ve dans edildiği, bir ders düzenlendiği, Rus edebiyatına dair kitap satışı yapıldığı ve Rusça dersleri için ilanlar bulunduğu dışında bir şey raporlamamıştı (KV2/2148: 24z).
Childe, CPGB’nin yeni kültürel kurumlarında da önemli bir rol oynadı. Marx Memorial Library’nin yönetim kurulunda ve Modern Quarterly dergisinin yayın kurulundaydı. 1937’de kurulan Modern Quarterly, kendisini “yayın kurulumuzun bir kısmı esasen Marksist olmasa da bilimsel ve tarihsel sorunları Marksist bir bakış açısıyla tartışma girişimi” olan “ilerici bir dergi” olarak tanıtmaktaydı. Childe, uluslararası üne sahip bir arkeolog ve Marksist bir entelektüel olarak CPGB için önemli bir kültürel varlıktı. Genç Komünist Birliği (Young Communist League- YCL) lideri Cyril Claydon ile CPGB’de kültürel işlerden sorumlu William Robson arasında geçen 12 Nisan 1943 tarihli bir telefon görüşmesinde, Childe için “o önemli bir yoldaş ve iyi ilişkiler içinde olmamız gereken biri” deniyordu (KV2/2148: 41a).
İskoç komutanlığı, Childe hakkındaki 3 Mart 1940 tarihli yazısında “çok sosyalist görüşlere sahip olduğu söyleniyordu ve mevcut hükümete karşı olmasına rağmen bu ülkeye sadakatsizlik ettiğinden asla şüphelenilmedi” sonucuna varmıştı (KV2/2148: 32a). Aslına bakılırsa Childe da şüpheleri haksız çıkarmayacak şekilde hareket ediyordu. Hatta bir keresinde Sovyet ordusunun Finlandiya’yı işgalini “gerekli bir savunma hareketi” olarak değerlendirdi ve Sovyetler Birliği’ni “yeni bir dünya düzeni” inşa ettiği için övmüştü (Meheux, 2023: 313). Savaş ilerledikçe komünizme katılım yoğunluğu artıyor; buna karşılık sürekli takip ediliyordu.
1935’te Leningrad ve Moskova’da 12 gün geçiren Childe, Edinburgh Üniversitesinden güzel sanatlar profesörü David Talbot-Rice ve Rusya doğumlu eşi Tamara ile bir Farsça sanat kongresine katıldı (Green, 1981: 78). Burada Rus arkeologlarla tanıştı, müzeleri ziyaret etti ve Doğu Avrupa’nın tarih öncesi hakkında yeni bilgiler edindi (Trigger, 1984: 4). Haziran 1945’te Sovyetler Birliği’ne bir kez daha uğrayan Childe, ABD ve İngiliz hükümetlerinin altı fizikçinin seyahat izinlerini iptal etmesini eleştirdi (Green, 1981: 101).[3] 1946’da, iki ülke arasındaki ittifakı teşvik etmek için “pratik günlük işbirliği” çağrısında bulunan İngiliz Sovyet Birlik Konseyi’nin bir üyesiydi.
1947’de MI5, Childe’ın CPGB’nin kayıtlı (card-holding) bir üyesi olduğu kanaatine varmıştı. Ancak böyle bir üyelik varsa da kısa süreli olmalıydı. Çünkü 1948 kışında sadece “parti ile yakın” olduğu; 1949’da ise artık üye olmadığı raporlanmıştı (KV2/2148: 55a, 60a, 65a, 70a). MI5, 1949 ve 1955 yıllarında düzenlediği bir dizi örtülü operasyonla CPGB üyelik kayıtlarına ulaştığı halde (Andrew, 2010: 392) fişleme dosyasında bir üyelik formunun bulunmaması, Soğuk Savaş’ın zirvesinde, eylemlerinin, bağlantılarının ve seyahatlerinin en çok incelendiği dönemde Childe’ın CPGB üyesi olmadığını göstermektedir. İki sayfalık biyografisinin sonundaki bir MI5 değerlendirmesinde (KV2/2149: 121a, 75a), Childe’ın aleni açıklamalarının partinin çizgisiyle uyumlu olduğu belirtiliyor ve “yakın geçmişte CPGB’nin “gönüllü bir enstrümanı” olduğunda şüphe yok” deniyordu.
1951’de, Kraliyet Antropoloji Enstitüsü sekreteri William Fagg, MI5 ile temasa geçti ve Childe’ın enstitünün üye listesini nükleer karşıtı (ve Sovyet yanlısı) Stockholm Çağrısı[4] ile ilgili “çok masum ve ikna edici bir mektup” dağıtmak için kullandığını bildirdi. Stockholm Çağrısı’nın imzacıları arasındaki Childe, üyesi olduğu İngiliz Barış Komitesi adına, tanıdıklarını imzaya davet eden mektuplar yazmıştı (KV2/2149: 69a).
Bununla yetinmeyen Fagg, Daily Telegraph ve Manchester Guardian gazetelerine “Antropolog” imzalı bir mektup yazarak Childe’ı ve İngiliz Barış Konseyi’ni ihbar etti ve benzer bir mektup alan herkese mektubu imzasız olarak geri göndererek pul bedeli (2½ d) üzerinden “İngiliz savunmasının güçlendirilmesine” katkıda bulunmalarını istedi (KV2/2149: 74a). Anlaşılan Fagg, vatanperverliğini her vesile ile kanıtlamayı hasmı ile yüzleşmekten daha önemli görüyordu.
Soğuk Savaş döneminin Childe üzerindeki etkisini, History (1947) adlı kitabının İngiltere ve ABD’de aldığı tepkiler üzerinden değerlendirmek mümkündür. Kitabın, bugün yaygın olarak kabul edilen önemine karşın yayınlandığı yıllarda çok az ilgi görmüş olması anlamlıdır. Marksist tarih yazımını sıkı bir şekilde destekleyen kitap, İngiltere’deki Marksist tarihçiler tarafından bile eleştirel bir bağlamda tartışıldı. Labour Monthly ve Modern Quarterly gibi sol eğilimli dergilerde History ile ilgili yedi “kitap incelemesi” (book review) görülürken ABD’de sadece bir review yayınlandı (Peace, 1995: 135). Bunun nedenini tahmin etmek zor değildir. Kitabın son paragrafı (1947: 77), bugün için pek kışkırtıcı olmasa da 1950’lerin siyasi atmosferi göz önüne alındığında siyasal bir yaygarayı tetiklemeye yetecek türdendi:
“Bilimsel tarih, sportif veya militarist spekülatörlerin çıkarları için belirli bir ırkın veya bireysel bir savaşın sonucunu tahmin etmek için bir tür astroloji olma iddiasında değildir. Öte yandan, bilimsel tarih çalışması, ayık vatandaşın sürecin geçmişte ördüğü modeli kavramasını ve buradan yakın gelecekte [tarihin] nasıl devam edebileceğini tahmin etmesini sağlayacaktır. Günümüzün büyük bir devlet adamı, dünya tarihinin gidişatını başarıyla öngörmüştür ve az önce Marksist tarih yazımının bir temsilcisi olarak alıntıladığımız kişidir.”
Burada, Childe’ın kendisinden alıntı[5] yapmakla övündüğü “büyük devlet adamı”, dönemin güçlü Sovyet lideri Stalin’di.Onadolaylı olarak atıfta bulunması, yalnızca kitabının değil kitabın yer aldığı tüm “Geçmiş ve Şimdiki Zaman” (Past and Present) serisinin de ABD’de yayınlanmasını imkânsız hale getirecekti. Özellikle Childe’ın kitabından etkilenmiş görünen Amerikalı yayıncı Henry Holt, İngiliz yayıncı Cobbett Press ile imzaladığı anlaşmadan son anda geri çekildi. “Siyasi bir eğilime sahip olarak kabul edilebilecek bir kitap serisiyle ilişkilendirilmek” istememişti (Peace, 1995: 137).
1930’larda Harvard ve Pennsylvania üniversitelerinden onur dereceleri alan, Kaliforniya Üniversitesinde (Berkeley) konuk öğretim üyesi olarak dersler veren Childe’ın, 1945’te “Marksist kuramlara eğilimi nedeniyle” ABD dışişleri bakanlığınca “istenmeyen kişi” ilan edildiği (Rouse, 1958: 83) hatırlanacak olursa Holt’un endişeleri yersiz sayılmazdı. Childe’ın, Sovyet Bilimler Akademisinin 200. kuruluş yıldönümü etkinliklerine katılmış olması da ABD hükümetinin kararında etkili olmuştu. Soğuk Savaş dönemi ABD siyasal düşünüşünü temsil eden “Amerikan Karşıtı Faaliyetleri İzleme Komitesi” (The House Un-American Activities Committee), yayınevleri ve akademi üzerinde de güçlü bir baskı kurmuştu. O kadar ki Childe’ın hararetli davetçilerinden antropolog Leslie White (Michigan Üniversitesi), bir arkadaşına şöyle yazacaktı: “Childe iyi bir adam olsa bile ziyaretinden zarar görmekten nefret ederim. Çünkü bölümümüzün yasama organının bir komitesi tarafından siyasi amaçlarla soruşturulmasını istemiyorum” (Peace, 1995: 135).
Hayvan Çiftliği ve 1984 adlı kitaplarıyla ünlenen George Orwell (1903-1950), hasta yatağında 38 kişilik bir “kripto komünistler ve sempatizanlar” listesi hazırladı. 2 Mayıs 1949 günü İngiliz dışişleri bakanlığının anti-komünist propaganda birimi Enformasyon Araştırma Dairesi’nde (Information Research Department- IRD) çalışan yakın arkadaşı Celia Kirwan’a teslim ettiği listede Childe da vardı.[6]
Childe, 1946’da Londra Üniversitesine (tarih öncesi arkeolojisi) ve buradaki arkeoloji enstitüsüne müdür olarak atandı. 23 Nisan 1956’da, arkeolojiye yaptığı hizmetlerden dolayı Antik Çalışmalar Topluluğu’nun (Society of Antiquaries) altın madalyası ile ödüllendirilen Childe (Green, 1981: 142-143), burada ayrıntısına girmeyeceğimiz başarılı bir akademik kariyerin ardından 14 Nisan 1957’de tekrar Avustralya’ya geri döndü. 1918’de ona her türlü güçlüğü çıkaran Sydney Üniversitesi bu defa kendisini fahri edebiyat doktorası ile onurlandırdı. Childe, Queensland eyaletinde kalan ailesini ziyaret etti; Melbourne Üniversitesinde Profesör John Mulvaney için konuk öğretim üyesi olarak ders verdi (Irving, 2020: 367).
Childe’ın dönüşünü haber alan Avustralya’nın etkili ve vatanperver işadamlarından George Boss, ertesi gün (14 Nisan) başbakanlığa bir ihbar mektubu gönderdi. Boss mektubunda, Childe’ı “en sadakatsiz İngiliz vatandaşı” olarak niteliyor ve sorgulanmasını istiyordu (Lever, 2015: 22).
Kuşkusuz Boss’u ihbara sevk eden tek etken vatanperver duyguları değildi. Childe, “İşçi Partisi Nasıl Yönetir” adlı kitabında (1923: 157-158), Boss’un ordu için ekmek üreten büyük fırınında (NSW State Bakery) sendikasız işçi çalıştırdığını ve fırını İşçi Partisi iktidarı sırasında devlete sattıktan sonra da böyle yapmaya devam ettiğini ifşa etmiş olmasıydı. Haber kaynağının Boss’un kendisi olması (Childe “bana kendisi söyledi” demektedir), onun açısından bir intikamı zorunlu kılıyordu.
Başbakanlık Boss’un mektubunu 23 Nisan 1957’de ASIO’ya havale etti. Childe için [279]A6126/25 no.lu bir dosya açan ASIO’nun 17 Mayıs 1957 tarihli cevabi yazısında, Boss’un gündeme getirmek istediği konuların “Galler Prensi’nin 1920’de Avustralya’ya yaptığı ziyaret zamanına gönderme yaptığı ve Profesör Childe’ın günümüzdeki faaliyetleriyle çok az ilgisi olduğu veya hiç ilgisi olmadığı” belirtilmekteydi (Irving, 2020: 185).
Sonuçta, ASIO’nun açtığı dosya, 1957’de Childe’ın -aşağıda değineceğimiz- ölümüyle ilgili Avustralya basınından seçilen gazete kupürlerini içeren 32 sayfalık bir dosyadır. Childe’ın bu dosyada defalarca “Profesör Victor Childe” olarak yanlış adlandırılmış olmasına bakılırsa ASIO, onu bir istihbarat hedefi olarak görme konusunda MI5 kadar istekli değildi.
Doğup büyüdüğü -Sydney’in batısındaki- Blue Mountains’ta bir doğa yürüyüşüne çıkan Childe’ın cansız bedeni, 19 Ekim 1957 günü Grose Vadisi’nin batı ucundaki Govetts Leap mevkiinde, yaklaşık 300 metre derinliğindeki bir uçurumun dibinde bulundu. Gözlükleri, şapkası, piposu ve pusulası, uçurumun kenarında düzgünce katlanmış vaziyetteki yağmurluğunun üzerindeydi (Lever, 2015: 20; Irving, 2020: xiii). Uçurumun derinliği, aynı zamanda fiziki ve teknik takiple baş etme kabiliyetinin sınırına işaret eder gibiydi.
Sürekli okuru olduğu Daily Worker, Childe’ın ölümünü okuyucularına şu yorumla duyurmayı tercih etmişti: “Profesör ileri derecede miyoptu ve 1.000 feet’lik bir uçurum olan Govetts Leap’e vardığında muhtemelen ayağı kaydı”(Lever, 2015: 20).
Ateist olan Childe’ın cenazesi, 23 Ekim günü düzenlenen törenle Northern Suburbs krematoryumunda (Sydney) yakıldı ve adı krematoryum bahçesindeki küçük bir aile plaketine eklendi (Barton, 2000: 769).
Adli tıp raporu, ölümünü “intihar” olarak belirlese de arkadaşları Childe’ın neşeli mizacını intiharla bir türlü bağdaştıramamıştı. Arkeolog James Stewart, Childe’ın “belirli bir siyasi parti” tarafından öldürüldüğünü iddia ederken arkeolog Glyn Daniel, meslektaşı R.E.M. Wheeler’a yazdığı mektupta (21 Mayıs 1958), Rus arkeolog Aleksandr Bryusov’un şöyle dediğini yazacaktı: “Childe İngiltere’yi terk etti çünkü İngiliz hükümeti huzur içinde çalışmasına izin vermeyerek onu erken istifaya zorladı ve Avustralya hükümeti ona zulmettiği için intihar etti” (Meheux, 2023: 318). Biyografisini kaleme alan Sally Green’in (1981: 143) aktardığı tanıklıklara bakılırsa Childe, yaşlanmaktan, işe yaramaz hale gelmekten ve günlerini ona bakacak kimse olmadan bitirmekten korkuyordu.
ASIO Genel Direktörü, 22 Ekim 1957 günü Yeni Güney Galler’deki (NSW) bölge direktörüne şöyle yazdı:
“Yerel basında çıkan haberlere göre, Profesör Childe kısa süre önce Katoomba yakınlarında intihar etmiş olabileceğini düşündüren koşullarda öldü. Bu görüş için herhangi bir gerekçe varsa ve aleyhindeki daha önceki iddiaların ışığında, canına kıyma eyleminin karşı casusluk [counter-espionage] açısından önemli faktörlerden etkilenip etkilenmediğini ortaya çıkarabilirseniz memnun oluruz” (Irving, 2020: xxi). Childe, son yolculuğuna çıkmadan önce Katoomba kasabasındaki Carrington Hotel’de kalıyordu.
Soruşturma sırasında bir tanığın, “ölen kişinin herhangi birinden şiddet görmekten korkması gerektiğine inanmak için hiçbir nedeni olmadığına” dair ifade vermesi için çağrılması anlamlıdır. Bu, Childe’ın bir karşı casusluk korkusu bağlamında kendi canına kıyma olasılığının en makul açıklamasının, -Avustralya siyasetinde gerici güçlerin temsilcisi görünen- ASIO’nun ilgisi olduğunu düşündürmektedir (Irving, 2020: xxii). Ne de olsa Avustralya’nın Childe’a karşı bir gündemi olduğunu akla getiren tek müttefiki, MI5’in İngiltere’si idi (Lever, 2015: 29).
Eşyaları arasında herhangi bir intihar notu bulunmayan Childe, oldukça dokunaklı bir mektubu ölmeden önce halefi W.F. Grimes’a (Londra Arkeoloji Enstitüsü müdürü) teslim edilmek üzere postaya vermişti. Childe’ın Ocak 1968’e kadar açılmamasını istediği -mektuba ekli- not, şaşırtıcı biçimde 25 yıldan fazla bir süre açılmadan kaldı ve ilk olarak Antiquity dergisinin 210. sayısında (Mart 1980) editör Glyn Daniel tarafından yayınlandı. Bu notta, intihara karşı İngiliz önyargısını tümüyle “irrasyonel” bulduğunu belirten Childe, “hayatını kasıtlı olarak sona erdirmek, aslında Homo sapiens’i diğer hayvanlardan, ölülerin törenle gömülmesinden bile daha iyi ayıran bir şeydir. Ama bu önyargıyı hiçe sayarak arkadaşlarımı incitmek niyetinde değilim. Bir dağın uçurumunda kolayca ve doğal olarak bir kaza başıma gelebilir” diye yazıyor; “hayat, kişi mutlu ve güçlü olduğunda en iyi biçimde sona erer” cümlesiyle notunu tamamlıyordu (Daniel, 1980: 2-3). Ölüm günü bütün kaynaklarda 19 Ekim olarak raporlanan Childe’ın mektubundaki “20 Ekim” tarihi ise muhtemelen hiç çözülemeyecek bir sır olarak kaldı.
Ölümünün ardından yayınlanan anmalık ve armağan yayınlarda, Childe ile düzenli hatta günlük olarak çalışmış olan kişiler, onun siyasi ve felsefi görüşleri hakkında çok çeşitli görüşler dile getirdiler. Childe’ın bir komünist olarak fişlenmiş olması çoğunu şaşırtmış görünüyordu:
“Childe’ın her zaman en büyük bilmecesi, ne ölçüde bir Marksist (ya da Marrist)[7] olduğu ve ne ölçüde bir Outsider felsefesine sözde hizmet ettiğiydi. […] Onun Marksizmi/Marrizmi aynı zamanda yeni arkeolojik ve tarihsel modellerin kullanımına yönelik duygusal bir geziydi. Kuşkusuz bu bilinçli bir poz değildi, çünkü Retrospect’in[8]çok açık bir şekilde gösterdiği gibi, Gordon Childe her zaman maksatlı olarak tarihsel sorunların yanıtını arıyordu. […] Bilimsel gerçeğin sosyalist kampta olduğunu anlıyor ve kendisini Sovyet arkeologlarının öğrencisi olarak adlandırmaktan korkmuyordu” (Daniel 1958: 66).
Dahası, Marksizm, bir düşünce biçimi olarak Childe’ın yalnızca sorunları çözmesine değil soru seçimine de rehberlik ediyordu. Bu yüzdendir ki kitaplarında hiçbir zaman Marksist bir telkine rastlanmaz. Çalışmaları genellikle Marksist ilkelere dayansa da polemik yüklü değildir (Green, 1981: 158). 1938’de yakın dostu CPGB lideri R.P. Dutt’a şöyle yazmıştı: “Benim için Marksizm, tarihsel ve arkeolojik malzemenin yorumlanması için etkili bir yaklaşım biçimi ve metodolojik bir araç demektir” (Irving, 2020: 284).
Sorun, Childe’ın analizlerinde Marksist esinli tarihsel materyalist yöntemi kullanıp kullanmadığı değil, birey olarak kendisini güncel politika ve kişisel felsefi konularda bir Marksist olarak görüp görmediğiydi. Analitik bir düşünürden beklenebileceği gibi, Childe’ın akademide veya kişisel yaşamında herhangi bir felsefi eğilime bağlılığı zaman içinde değişebilirdi. Nitekim arkadaşları da onun kişisel felsefi pozisyonu konusunda genellikle kararsız görünüyorlardı.
MI5 Fişlemesi
Buna karşılık MI5, Childe’ın kararlı bir Marksist olduğu yönünde yeterince güçlü “kanıtlara” sahipti. MI5’in, Birleşik Krallık’ta geçirdiği süre boyunca Childe hakkında tuttuğu dosyalar -50 yıllık yasal sürenin dolmasının ardından- 3 Şubat 2006’da erişime açıldığında kamuoyu bu kanıtlara erişme imkânı buldu (TNA, 2006). Arkeologlar M.D. Lever (2015) ve K. Meheux (2017, 2023), bu dosyaların kısmi bir analizini yayınladı.
MI5 kayıtları, delikli ve kaba yeşil sicimle ciltlenmiş iki meşin dosyadan oluşmaktadır. “Childe, Vere gordon” [aynen] başlığını taşıyan KV2/2148(PF32/V1 no.lu dosyada,[9] Ağustos 1919’dan Eylül 1922’ye kadar üç yıllık bir ara ile 42 yıla yayılan 105 belge bulunmakta olup, bunların 155 sayfalık A4 fotokopileri mevcuttur. Dizin sayfaları, özellikle ilk yıllar için dosya içeriğiyle tam olarak uyumlu değildir ve bazı durumlarda dizinde listelenen belgeler dosyada mevcut değildir.
KV2/2148 dosyasına ilk giriş 13 Mayıs 1917, son giriş 1 Şubat 1952 tarihlidir. Üzerindeki erişim kayıtları, bu dosyaya 1965’ten itibaren 21 kez erişildiğini göstermektedir. Sonraki taleplerle ilişkili okunaklı tarih damgaları 1971’e kadar tarihlenmektedir. Erişim kaydının ardından, bir giriş kaydı, yeni verilerin niteliğinin çok kısa bir açıklamasıyla birlikte materyalin dosyaya eklendiği tarih yazılı olup, dosyanın sonunda “Dosya Kapandı” damgası bulunmaktadır (KV2/2148: 77a).
KV2/2149(PF32/V2) no.lu diğer dosya da önceki ile aynı şekilde düzenlenmiştir. 1965-1971 yılları arasında 24 kez erişildiği anlaşılan bu dosya, 19 Temmuz 1952’den 17 Kasım 1955’e kadar olan üç buçuk yıllık dönemi kapsamaktadır. 39 girişe bölünmüş 58 sayfalık belgeden oluşan dosyanın sonunda “Dosya Kapandı” damgası yoktur. Bu da dosyanın en azından Childe’ın 1957’deki ölümüne kadar “açık” kaldığını düşündürmektedir. Nitekim 1955’ten sonraya tarihlenmiş herhangi bir belge eklenmemiştir.
Dosyalardaki notlarda kullanılan üslup, MI5’in Childe’a karşı önyargılı ve aşağılayıcı bakışının ipuçlarını vermektedir. Takip edilen bir kişiyi tanımlamanın nesnel ve uygun bir yolu olmadığı halde “muhtemelen dünyanın en çirkin adamı” olarak nitelenmesi bunun en çarpıcı örneğidir. Childe’ın dosyasına eklenen 25 Ekim 1917 tarihli bir notta, “güzel Childe’ın kız kardeşinin adresinin” diğer istihbarat kurumlarına gönderilmesi tavsiyesinde bulunulurken de benzer bir aşağılama söz konusudur. Bu aşağılayıcı dil, o dönemde “erkeksi olmayan (unmanly), korkak, sinik ve eşcinsel” olarak damgalanan savaş karşıtlarını tanımlamada yaygın olarak kullanılmaktaydı (Meheux, 2023: 307). Dekan Armstrong’un, Childe’ın Davies ile yakınlığına dair nitelemesi, belki de bu yüzden MI5 ajanlarının heyecanlandırmış olmalıdır.
Fişleme dosyasının I. Dünya Savaşı ve Rusya’daki Bolşevik devrimi sırasında açılmış olması yanında, Batı dünyasında komünizmin gerçek bir tehdit olarak algılandığı Soğuk Savaş koşulları da Childe’ın MI5 tarafından potansiyel olarak tehlikeli ve hain bir birey olarak görülmesinde etkili oldu. Öğrencilerinin sık sık “Gordon Amca” olarak çağırdığı Childe, MI5’in gözünde azılı bir komünistti. Childe, Komünist eğilimleri iyi bilinen Daily Worker gazetesi okur, masasının üzerine görünür biçimde koyardı (Daniel, 1958: 66). Edinburgh’tan Londra’ya her gelişinde -adından hoşlandığı için- Moskova Konakları’nda (Moscow Mansions) kalıyordu (Green, 1981: 74). Dahası, Childe muhafazakâr meslektaşlarıyla şakalaşırken sık sık “Yoldaş Stalin” ile ilgili açıklamalar yapmayı seviyordu.
Her iki MI5 dosyasının güçlü biçimde ortaya koyduğu gerçek, Childe’ın, 25 yaşından 65 yaşında ölümüne kadar sürekli ve yoğun bir fiziki ve teknik takibe maruz kaldığıdır. Bu takip, yer yer -kendisine gelen ya da kendisinin gönderdiği mektupların açılması gibi- müdahaleci gözetime dönüşmüştür. Her takip ya da dinlemenin dosyaya girilmediği de dikkate alındığında gözetimin boyutları daha iyi anlaşılabilir. Dahası, erişime açılan iki dosyada bile eksik olan ve üzerinde kırmızı renkli “Orijinal belge, 1950 tarihli Kamu Kayıtları Yasasının 3(4) bölümü uyarınca dairede saklanmaktadır. Ocak 2005” yazılı boş sayfalarla temsil edilen belgeler vardır.
Bunlardan bazısının MI5 ajanlarının kimliklerinin korunması amacıyla dışarıda tutulduğunu tahmin edebiliriz. Yine de 1920’lere tarihlenen boş sayfaların çokluğu dikkati çekmektedir. Örneğin KV2/2148 no.lu dosyadaki girişler 9’dan 24a’ya atlamaktadır. Erişime açılan dosyada yer almayan 10 ila 23a arasındaki girişlerin bulunduğu sayfalar, Childe’ın arkadaşı -CPGB kurucularından- Raymond Postgate’in adı ve kişisel dosya numarası ile etiketlenmiştir. Bu boşluk, Childe ile ilgili 13 belgenin Postgate’in dosyasına yerleştirildiğini göstermektedir. Hiçbir zaman yayınlanmayan ve muhtemelen artık var olmayan bu dosya, Childe’ın CPGB ve diğer komünist ve pasifist ağlarla olan ilişkisine dair bir bilgi boşluğuna yol açmaktadır (Meheux, 2023: 305).
Takip ve Gözetim Altında Yaşamak
Marksist görüşleri ifade etmesinin yanı sıra iki dünya savaşı ve ardından başlayan Soğuk Savaş dönemi de MI5’in Childe’a gittikçe artan bir şüpheyle bakmasına neden olmuştu. Childe, adanmış bir enternasyonal sosyalist, pasifist ve savaş karşıtıydı ve birçok öncü sivil özgürlük örgütünde yer almaktaydı: Marx Memorial Kütüphanesi, SCR, Zorunlu Askerliğe Hayır Derneği, Demokratik Kontrol Birliği, Zorunlu Askerliğe Karşı Ulusal Konsey ve pasifist Bağımsız İşçi Partisi (Meheux, 2023: 308). Bütün bunlar, MI5’in onu fiziki ve teknik takibe almasının yersiz (!) olmadığını gösteriyordu. Lever (2015), Childe’ın maruz kaldığı başlıca takip ve gözetim biçimlerini şöyle listeledi:
Üçüncü Taraf Telefon Gözetimi (10 vaka dosyalandı): Childe ile ilişkili görülen kişiler arasındaki görüşmeler dinlenerek ondan bahseden konuşmalar kaydedilmiş ve önemli görülenlerin bir transkripti dosyasına eklenmiştir.
Üçüncü Taraf Posta Gözetimi (13 vaka dosyalandı): Childe ile ilişkili görülen kişiler arasında teati edilen tüm mektuplar açılarak ondan bahsedenler kaydedilmiş ve önemli görülenlerin bir kopyası dosyasına eklenmiştir.
Birinci ve İkinci Taraf Posta Gözetimi (18 vaka dosyalandı): Childe’a gelen ve Childe’ın gönderdiği tüm mektuplar rutin olarak açılmış, kopyası alınmış ya da yazıya dökülmüş; içeriği önemli görülenler dosyasına eklenmiştir.
Gözlemci Takibi (35 vaka dosyalandı): MI5 veya onunla işbirliği yapan kamu görevlileri, Childe’ın aktif bir rolde olsun ya da olmasın bulunduğu işlevlere sık sık katıldılar; eylemleri ve katıldığı etkinliklerin niteliği hakkında rapor verdiler. Limanlardaki ve havaalanlarındaki gümrük yetkilileri ve gözlemciler de Childe’ın hareketleri hakkında bilgi veren raporlar düzenlediler.
Muhbir Takibi (9 vaka dosyalandı): Genellikle isimsiz, Childe’ın bildiği veya tanıdığı, gönüllüler ya da MI5’in Childe hakkında bilgi istediği kaynaklar. Bunlar arasında Childe’ın gittiği üniversitelerdeki akademisyenler çoğunluktadır.
Medya Takibi (17 vaka dosyalandı): Childe’dan bahseden gazeteler ve broşürler incelenip, kopyaları ya da transkriptleri alınmıştır.
Seyahat Başvurusu (11 vaka dosyalandı): Childe’ın pasaport ya da vize onayı için yaptığı tüm başvurular tutarlı ve titiz bir şekilde incelenip değerlendirilmiştir.
İç istihbarat değerlendirmesi (66 vaka dosyalandı): Childe, istihbarat topluluğundaki farklı ofisler ve organlar arasında sık sık değerlendirme ve bilgi alışverişi taleplerinin konusu olmuştur.
Kuşkusuz böylesine sürekli ve yoğun bir gözetimin Childe tarafından fark edilmemiş olması imkânsızdır. Dolayısıyla takipçilerini yanıltmak ya da takipten kurtulmak için taktikler geliştirmiş olduğunu tahmin edebiliriz. Ekim 1955’te yaşanan bir olay bunu doğrulamaktadır: Childe, “Romanya Yabancı Ülkelerle Kültürel İlişkiler Enstitüsü”nün davetlisi olarak uçakla Romanya’ya gidecekti. Havalimanındaki MI5 unsurları, Childe’ın manifestoda belirtilen tarih ve seferde kalkış için listelendiğini ancak uçağa binmediğini saptadı. Dahası, Childe birkaç gün önce Romanya’ya gitmek üzere Londra havalimanından ayrılmıştı. Çifte bilet satın almak gibi -bugün işe yarama olasılığı çok düşük- maliyetli bir hileyle takipçilerini atlatmayı başarmıştı (Lever, 2015: 26).
Lever’in aktardığı bir başka yurtdışı seyahatiyle ilgili olarak, Metropolitan Polisi’nin (Scotland Yard) 17 Nisan 1952 tarihli bir notunda, Childe’ın o gün pasaportunda eski bir Çek vizesiyle Brüksel’den Londra’ya indiği belirtilmektedir: “O sırada kontrolden geçen yolcu sayısı nedeniyle, bagajının HM Gümrüğü tarafından gizlice aranmasını sağlamak mümkün olmadı” (Lever, 2015: 27).
Bu olayda, istihbarat teşkilatlarının halkı rahatsız etme konusundaki isteksizliği Childe’ın işine yaramış görünmektedir.
Childe, gönderdiği ya da kendisine gelen mektupların açıldığının da farkındaydı. Antik Anıtlar için Kraliyet Komiseri olarak Dingwall’da (İskoçya) görev yaparken mektuplarının gizlice açıldığını fark etmiş; güvenlik bölgesinin dışına bir mektup göndermek için Kingussie’ye trenle gidip gelerek tam bir gün harcamıştı (Graham, 1981: 224).
MI5, en az iki kez Childe’ın -MI5’in de ilgisini çeken kişilere- gönderilmek üzere yazdığı, ama postaya vermeyip gizlediği mektupları ele geçirdi. Childe’ın bu mektupları gözetimden kaçınmak amacıyla mı sakladığı yoksa keşfedileceklerini bilerek bir hile olarak mı böyle yaptığı meçhuldür.
Mektup zarflarını buharla açma ve yeniden kapatma konusunda uzman olan MI5 çalışanlarının bazı sakarlıkları da Childe’ın farkındalığını artırmış olmalıdır. Örneğin MI5’ten Metropolitan Polis Özel Şubesi’ne gönderilen 18 Ağustos 1949 tarihli bir notta, Childe’a gelen ve açılan bir mektubun -alınan kopyası yerine- sehven orijinalinin delindiği bildirilerek özür dilenmektedir (KV2/2148: 60a).
Sonuç
Fişleme, standart ve rutin bir istihbarat faaliyeti değildir; güç ve iktidar sahiplerine mahsus bir ruhsatsız silahtır. Ayakta duran canlı ya da cansız her nesne üzerinde kayyımlık iddiasının ürünüdür. Fişleme yapmak, hasımlarla karşı karşıya gelmek yerine onları arkalarından itibarsızlaştırmayı tercih etmektir. Fişleme dosyaları, kişisellikten uzak, tarafsız veriler bütünü değildir. Fişleme kaydı sabıka kaydına benzemez, suçları tanımlamaz; bireyleri tehlikeli sosyal varlıklar olarak etiketleme işlevi görür.
Eğer fişlenmişseniz topluluğun bütünlüğüne tehdit oluşturduğunuz için “dışarıda” tutulmanız gerekiyordur. Fişleme böylece iktidara muhalifleriyle savaşmak için güçlü bir silah sağlar. Bugün “tüm zamanların en etkili ve en çok okunan arkeoloğu” olarak kabul edilen Gordon Childe’ın hikâyesi, fişlemenin doğası ve pratik sınırları hakkındaki kavrayışımızı geliştirebilir. Keza, fişleme sürecinin hikâyesi de Childe’ın istihbaratçılar tarafından nasıl algılandığı, izlendiği ve bunun birey olarak kendisini nasıl etkilemiş olabileceğine dair fikir verebilecektir.
Childe’ın yaşamının büyük bir bölümünde deneyimlediği sürekli ve yoğun gözetimin, onun zihin ve duygu durumunu ve davranışlarını bir dereceye kadar etkilemiş olduğunu tahmin edebiliriz. Yine de fişleme ve gözetim sürecinin bu anlamdaki sonuçlarını, örneğin Childe’ın gözetimden kaçmak için almış olabileceği önlemlerin onun kendi özgürlüğü üzerinde ne tür kısıtlamalara yol açmış olabileceğini tam olarak değerlendirmek zordur.
Gordon Childe, çağdaşları tarafından radikal sol görüşlere sahip parlak bir tarihöncesi araştırmacısı olarak tanındı. Marksist görüşlere yakınlık duyması, dışlanmasına ve nihayet MI5 tarafından fişlenmesine neden olsa da bu koşulların bilimsel çalışmalarını olumsuz etkilemesine izin vermedi. Kariyerinin zirvesinde hayata veda ederken geride saygın bir akademik miras bıraktı.
Kaynakça
Andrew, C. (2010). Defend the Realm: The Authorized History of M15. New York: Vintage Books.
Barton, H. (2000). In Memoriam V. Gordon Childe. Antiquity, 74(286): 769-770. Doi: 10.1017/S0003598X00060361
Childe, V.G. (1923). How Labour Governs: A Study of Workers’ Representation in Australia. London: The Labour Publishing Company Ltd.
Childe, V.G. (1947). History. London: Cobbett Press.
Daniel, G. (1958). Editorial. Antiquity, 32(126): 65-68.
Daniel, G. (1980). Editorial. Antiquity, 54(210): 1-3.
Derricourt, R. (2014a). The Making of a Radical Archaeologist: The Early Years of Vere Gordon Childe. Australian Archaeology, 79: 54-64.
Derricourt, R. (2014b). The Changing Careers of Vere Gordon Childe. Antiquity, 88(340): 632-638. Doi: 10.1017/S0003598X00101267
Graham, A. (1981). ‘In Piam Veterum Memoriam’. A.S. Bell (Ed.), The Scottish Antiquarian Tradition: Essays to Mark the Bicentenary of the Society of Antiquaries of Scotland 1780-1980 (212-226). Edinburgh: John Donald. Available online via the Society of Antiquaries of Scotland: https://doi.org/10.9750/9781908332158 (04.12.2023).
Green, S. (1981). Prehistorian: A Biography of V. Gordon Childe. Bradford-on-Avon, UK: Moonraker Press.
Irving, T.H. (1995). Selection of Vere Gordon Childe’s Private Letters. P. Gathercole, T.H. Irving & G. Melleuish (Eds.), Childe and Australia: Archaeology, Politics and Ideas (27-46). St. Lucia, AU: University of Queensland Press.
Irving, T.H. (2020). The Fatal Lure of Politics: The Life and Thought of Vere Gordon Childe. Clayton, AU: Monash University Publishing.
Lever, M.D. (2015). A Person of Interest: Gordon Childe and MI5. Buried History, 51:19-30.
Lygo, E. (2013). Promoting Soviet Culture in Britain: The History of the Society for Cultural Relations between the Peoples of the British Commonwealth and the USSR, 1924-1945. The Modern Language Review, 108(2): 571-596.
Meheux, K. (2017). Eight Socialist Conscientious Objectors at the University of Oxford, 1914-1918. Oxoniensia, 82: 165-200. https://www.oxoniensia.org/oxo_volume.php?vol=82 (04.12.2023).
Meheux, K. (2023). Life-writing Vere Gordon Childe from Secret Surveillance Files. C. Lewis & G. Moshenska (Eds.), Life-writing in the History of Archaeology: Critical Perspectives (299-328). London: UCL Press.
Peace, W.J. (1995). Childe and the Cold War.P. Gathercole, T.H. Irving & G. Melleuish (Eds.), Childe and Australia: Archaeology, Politics and Ideas (128-143). St. Lucia, AU: University of Queensland Press.
Phillips, T. (2017). The Secret Twenties: British Intelligence, the Russians and the Jazz Age. London: Granta Books.
Rouse, I. (1958). Vere Gordon Childe, 1892-1957. American Antiquity, 24(1): 82-84.
Stalin, J. (2009). Diyalektik Materyalizm ve Tarihsel Materyalizm (11. Baskı)(çev. Z. Seyhan).Ankara: Bilim ve Sosyalizm.
Thomas, L.L. (1957). The Lingusitic Theories of N. Ja. Marr. Berkeley, CA: University of California Press.
TNA (2006). The National Archives, KV2/2148, KV2/2149: Childe. https://discovery.nationalarchives.gov.uk/results/r?_dss=range&_sd=1917&_ed=1955&_hb=tna&_q=%22gordon+childe%22 (04.12.2023).
Trigger, B.G. (1984). Childe and Soviet Archaeology. Australian Archaeology, 18: 1-16.
Ullrich, W. (2011). Preventing ‘Peace’: The British Government and the Second World Peace Congress. Cold War History, 11(3): 341-362. Doi: 10.1080/14682741003686123
Notlar
[1] İskoçya’daki bazı kazılarda onunla birlikte çalışan Graham’ın (1981: 222, 224) bildirdiğine göre, Childe, erken yaşta geçirdiği çocuk felcinden ve akciğerlerinden birinin yarısını kaybetmesine yol açan tüberkülozdan beri devam etmiş görünen bazı fiziksel engellerden mustaripti.
[2] SCR üyeleri arasında, George Bernard Shaw, Beatrice ve Sydney Webb, John Maynard Keynes, H.G. Wells ve “Canterbury’nin Kızıl Dekanı” rahip Hewlett Johnson gibi dönemin tanınmış isimleri de vardı (Lygo, 2013: 578).
[3] Bilim tarihçisi J.G. Crowther, seyahat iptalinin arka planını hatırlamaktadır: “İngiliz delegasyonu tuhaf koşullar altında SSCB’ye doğru yola çıkmıştı. Son anda atom fiziği ile ilgisi olabilecek üyelerin gitmesine izin verilmedi” (Green, 1981: 101). ABD’nin atom bombası imalinde sona yaklaştığı bir döneme denk düşmüş olması (6 Ağustos: Hiroşima), seyahatin iptalinde etkili olmuş gibidir.
[4] Stockholm Çağrısı, nükleer silahsızlanmayı teşvik etmek için 19 Mart 1950’de Dünya Barış Konseyi tarafından başlatıldı. İngiliz hükümetinin Sovyet propagandası olarak değerlendirildiği çağrı, Childe’ın da üyesi olduğu İngiliz Barış Konseyi tarafından destekleniyordu (Ullrich, 2011).
[5] Childe’ın Stalin’den (2009: 30) yaptığı alıntı: “Yeni sosyal düşünler ve teoriler, ancak, toplumun maddî yaşamındaki gelişmenin toplumun önüne yeni görevler koymasıyla ortaya çıkarlar. Ama bir kez ortaya çıktıktan sonra da toplumun maddî yaşamındaki gelişmenin ortaya koyduğu yeni görevlerin gerçekleştirilmesini kolaylaştıran, toplumun ilerlemesine yardım eden en büyük güç haline gelirler, işte tam bu noktada, yeni düşünlerin, yeni teorilerin, yeni politik görüş ve politik kurumların örgütleyici, harekete geçirici, değiştirici tüm önemi apaçık kendini gösterir.”
[6] “Archaeologist Fingered by Orwell”, British Archaeology, 73, November 2003, online edition. https://web.archive.org/web/20120719125437/http://www.britarch.ac.uk/ba/ba73/news.shtml#item2; Ayrıca bkz. https://web.archive.org/web/20160305071504/http:/www.nybooks.com/articles/2003/09/25/orwells-list/ (04.12.2023).
[7] Marrizm: Sovyet dilbilimci Nikolai Y. Marr (1865-1934) tarafından geliştirilen ve dillerin evrimini Marksist “sınıf mücadelesi” kavramı üzerinden açıklayan kuram. Farklı dil katmanlarının farklı sosyal sınıflara karşılık geldiğini savunan Marrizm, başlangıçta yaygın bir kabul görse de Stalin’in 1950’de Pravda’da üç bölüm halinde yayınlanan eleştirel makalesinin ardından itibardan düştü. Ayrıntılar için bkz. Thomas (1957).
[8] Childe, V.G. (1958). Retrospect. Antiquity, 32(126): 69-74. doi: 10.1017/S0003598X0003845X
[9] KV2, “Rusya ve Komünist sempatizanları dâhil olmak üzere, Komünistler ve Komünist olduğundan şüphelenilenler” için açılmış kişisel dosyalara (PF) verilen referans numarasıdır. Bu çalışmada da yeri geldikçe MI5 kayıtlarına bu numaralar üzerinden atıf yapılmıştır.